
Sela Hatting!
“91 veya 92 yılları, telefonla bir şey sipariş ediyorum, karşıdaki adımı soyadımı soruyor… Ben söylemeye çalışıyorum — ama nafile, ne kolay bir isim, ne kolay bir soyadım var, hele bir Alman için!”
Ve sonuç?
Paket birkaç gün sonra gelir… Üzerinde yazan: Sela Hatting
Bu, bir dönemin gurbet ironisi, bir kimlik bozulması, ama aynı zamanda bir yeni-ben yaratımı.
“Ben hâlâ orada ‘t’ harfi mi dedim, ‘d’ mi dedim bilemem ama o karşıdaki hanım ‘Hatting’ yazmış… ve ben de ‘olur, neden olmasın’ dedim.”
“İşte o gün bugündür… benim içimde bir ‘Sela Hatting’ hep var. Mizahı kabullenmiş, biraz da hataya gönlünü açmış bir taraf.”
“Bazen kim olduğun değil, nasıl anlaşıldığın belirliyor seni. Sela Hatting, biraz ben, biraz hayatın yanlış not alışı.
İyi ki böyle not etmiş!”
“Yıllar sonra WordPress ekranında bana ‘Wilkommen Sela Hatting’ dediğinde, o eski kargo kutusunun üzerindeki etiketi hatırladım.
Buyrun, ben Sela Hatting.
Dayıdan yeğenlere yazıyorum artık.