
Zeytin Çekirdeği
Sabrın ve Dostluğun Sembolü
Bir zeytinin kalbi kadar sert, bir dostun hatırası kadar sessizdir zeytin çekirdeği.
Ne attığın gibi atılır, ne de unuttuğun gibi unutulur. Yüzyıllardır sadece meyvenin değil, anlamın da taşıyıcısıdır. Toprağa düşerse ağaç olur, avuca gelirse sabır.
Tarihsel ve Mitolojik Bağlantılar
Zeytin çekirdeği, ilk bakışta bir şey anlatmaz insana. Ufaktır, sessizdir. Ama içinde bin yıllık sabrı, yeniden doğuşu ve direnci taşır. Antik mitolojilerden kutsal metinlere kadar hep bir anlam yüklenmiştir ona. Güvercinin ağzında tufanı müjdeleyen o dal*, Athena’nın insanlığa sunduğu ilk hediye… Hepsi bir çekirdeğe bağlanır eninde sonunda.
Çekirdek, sadece meyvenin hatırası değildir; gelecek bir ağacın, belki bir gölgelik huzurun vaadidir.
Dayanıklılığı ise başlı başına bir derstir. Bozulmaz, çürümez, kolay da şekil almaz. Aynı insan gibi…
Zeytin Çekirdeğinden Tesbihe
Sabırla dizilir, özenle bir araya getirilir. Ve sonunda bir tespih olur.
Ama her tespih dua çekmek için yapılmaz.
Bazıları bir yokluğu taşır. Bazıları bir vefayı.
Bazısıysa sadece hatırlamak için vardır — çünkü bazı şeyler unutulmamalıdır.
İşte bu yüzden, zeytin çekirdeğiyle yapılan her tespih, biraz toprak, biraz zaman, ama en çok da insan taşır içinde.
Ve onu eline alan bilir ki: Bu sadece bir zeytin çekirdeği değil; sabrın, dostluğun ve derin sessizliğin somut hâlidir.
* Nuh Tufanı sonrasında, güvercin Nuh’un gemisinden dışarı uçar ve geri geldiğinde ağzında bir zeytin dalı getirir. Bu, suların çekildiğine, hayatın yeniden başladığına ve barışa işaret eden evrensel bir semboldür.
